Olanlari anlamaya calisanlar cok yanlis yerlerde dolaniyorlar.

Surekli ucundan donup, adami cildirtan felsefelerden felsefelere kosuyorlar. Iki saniye bir soluklanin, anlaticam simdi.

Gozleri aca aca, haklisin abi diyerek konusulan her mevzu, bulunan her teori var olan tek bir gercegin Sokrates'ten, Nietzche'den, hatta ormanin icinde yemek arayan Neanderthal'den beri sundurule sundurule, ikina ikina, ilerde 'Haa' dencek kadar, 'Bak biz bunu bilseydik, hayat bambaska olurdu' diye coluk cocuk bilincek basit bir aciklamasinin hala genel gecer bir kural olmamasi, ilkokulda bize anlatilmamasi aklimi aliyor.

Tamam soyle;

Bazen yaratik oldugumuzu unutuyoruz. Yani bir agac ya da papagan oldugumuzu, varolan hersey kocaman bir kutle de biz elmanin icinde bir boslugu dolduran, temas ettigimiz havanin sadece yaninda duran yaratiklar oldugumuzu unutuyoruz. Kendimizi fazla buyutuyoruz cunku kendimizden baska birseyi fazla anlayamiyoruz. Kendimizi herseyin en tepesine koydugumuz icin, hersey sanki sabah aksam tuvalete giden insanlar icin yaratilmis zannediyoruz.

Oysa ki daha cok bebegiz. Daha 100-150 yil once devirdik sanayi olayini ve daha az olmeyi basardik diye herseyin aciklamasinin bizim ustun zekamizin uzerinde oldugunu dusunuyoruz.

Guya karbondan gelmis makineleriz. Tastan farkimiz yok. O duruyor, biz hareket edebiliyoruz. Bizde sinirler var onda yok. Makinanin ne oldugunu bilmeden, nasil calistigini bilmeden, makinanin neden var oldugunu anlamaya calisiyoruz.

Genlerle programlanmis makina oldugumuzu ve kontrol merkezi beynin nasil calistigini, nelerden olustugunu, neden hayatta kalmak isteriz, neden empati duyariz, neden mantikli oluruz bilmeden makinanin etrafinda dolanip duruyoruz. Burda surungen, liptik, korteksi anlatmicam otur kendin ogren ama ogren.

Ogrenmeden de daha fazla lutfen teori uretip durma.

No comments:

Post a Comment