Tıp!

Kimse ses çıkarmasın şimdi, tıp!

Ne kadar da uyumlu bir güruh ki herkes sustu.

Birbirlerine daha az, etraftaki ağaçlara, gökyüzündeki yıldızlara, uçuşan bahar kokusuna, ağaçların hışırtısına daha çok baktılar. Tek kelime ile tıp olmuş bu topluluk, oburluklarindan cezalandırılalı henüz çok az, kiskancliiklarini yok etmek için tedaviye başlayalı biraz daha fazla, ağlamayı keyifle deneyimlemeye çalışmaya başlayalı ise oldukça uzun zaman geçmişti. Kendilerini hep bir kurban gibi gören bu bahar rüzgarları, yaz gelmesiyle ısınıp durulur, bir kutup ayısı gibi heyhula ve çaresiz kalırlardı. Aslında hikaye basit. Bir tornadan çıkmış gibi isyankar, salyanın elinde donduğu andaki gibi deride gergin, limon sıkarken etrafa saçılan damlaların yüzüne gözüne bulaşmamasını dilediğin andaki gibi tetikte, ayağın takılıp da adimlarca düşmemek için koştuğun o denge turları gibi korumacı.

Haydi uzak uzak koşalım seninle. Yorumlamayı unutalım, utansın yorulan, söylemesin ötekine.
Çocukluğundan beri pamuk şeker gibi avuçlamak istedigin bulutların altinda, yay gibi uzanan havaya tutunup sallanalım arılarla, varsın eteği sıyrılanın donunu izleyerek hayal kursun her başka kes..

No comments:

Post a Comment